Aşk insanlığın en büyük bilinmezi… dillerde dolaşır, kalplerde yaşanır veya yaşandığı sanılır, üzerine romanlar, şiirler, şarkılar yazılır, film sektörünün vazgeçilmez senaryo depolarından biridir. İyi ama aşk aslında nedir?
Mutlak olarak güzel bir duygu olarak kabul edilse de, hasret, gözyaşı, ıstırap gibi bir çok olumsuzluklarla da çevrelenmiştir aşk. Acaba aşk iyidir de çevresi mi kötüdür. Haksızlık etmeyeyim aşkın neşe, zevk, hayata anlam katma gibi birçok olumlu etkileri vardır. Ama sizde haksızlık etmeyin yanı başında ıstırabın olmadığı bir aşk yaşanmış mıdır dünyada? Bakınız aşka dair filmlere, şarkılara, şiirlere hemen hepsinin içinde gözyaşı yok mudur?
Aşk bir aşkınlıktır aslında. Aşk bir aşırılık bir yoğunluk bir duygu tsunamisi belki bir cinnet halidir. Aşk istem dışı gelişir. Kalbimizin en güzel köşesine kurulur ve emirler yağdırır kalbe akla kısacası her şeye.
Aşık olanlar bilir. O an yani aşk iksirinin kalbe damladığı an her şey silinir dünyadan. Ne para ne makam hatta ne dost ne arkadaş ne akraba gölgeleyemez aşkı, önüne geçemez. Öyle bir güce ulaşır ki bu duygu insanın hayatı bile bazen çok değersiz ve anlamsız kalır.
Aşk aslında insanı bedensel hazlardan duygusal zevklere doğru iten akıl almaz bir güçtür. Anidir hızlıdır insan kendini bir anda harikalar diyarında bulur. Tüm değerler değişir başkalaşır hayat başka bir hayat, insan başka bir insan olur. İşte tam bu noktada aşk kontrol altına alınamaz ve ona kayıtsız şartsız teslim olursa artık harikalar diyarı gerçek kabul edilir ki gerçek dünyaya dönemeyen aşık realizm ve romantizm arasında bir şaşkın haline gelir. Bu ikilem içinde kalan zavallı aşık dış dünyadan yavaş yavaş kopar ve harikalar diyarında bir yaşam için umutsuzca çırpınır. Fakat insan gerçekten aşkı tatmış ve alışkanlığı kontrol altına alabilmişse harikalar diyarını gerçek dünyaya taşıyabilir ki işte o zaman dünyada insana bahşedilebilecek en büyük serveti kazanmış demektir.
Aşk üzerindeki ergen şımarıklığından sıyrılarak yetişkin (!) bir hale gelebilirse işte o zaman aşk sevgiye dönüşür ki sevgi aşkın çok üstünde, yaşanılabilir bir duygudur. Zamana, yaşa, yaşanılanlara göre sevgi, saygıyı, şefkati, vefayı, dert ortaklığını meyve verir, böylece hem seven hem sevilen için aşk tehlikeli olmaktan çıkar güven veren bir duygu halini alır.
İşte size aşk cenderesinden başarıyla çıkabilmiş birinin sözlerinden kısa bir bölüm.
‘ Sana, sana aşığım demiyorum çünkü aşk sadece kalbi dinler, şımarıktır, dengesizdir, hakperest değildir aşk. Ben sana seni seviyorum diyorum. Seni aklımla kalbimle tüm yetilerimle, vefamı şefkatimi dostluğumu sana sunarak seviyorum.
Kusurlarıma ve kusurlarına rağmen yanlış yapma ihtimalini göze alarak, bana hayır deme seçeneğini göz ardı etmeden seviyorum.
Düşünce seni tutmak, düşünce sana tutunmak için hayatın zorluklarına karşı elele tebessümle bakabilmek için ve…
Her şeyin yarım kaldığı şu dünyada seninle tam olabilmek için Seni seviyorum’